türkiye’de kumar yargı yetkisi belgesi formu yenileme 10

Ersan Şen Hukuk ve Danışmanlık

Devletin bütün işlemlerinin yine anayasanın öngördüğü istisnalar dışında yargı denetimi altında bulunması gerekir. Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti’nde hâkimlerin güvence altında ve mahkemelerin bağımsız olması, yasamanın en önemli işlemi olan kanunların dahi Anayasa Mahkemesi’nin yargı denetimine tâbi tutulması kabul edilmiştir. Kural olarak herkesin davasını açabileceği bir mahkeme de vardır. Fransız anayasa sisteminde olduğu gibi Tunus Cumhuriyeti’nde de bazı kanunlar anayasa ile alelâde kanunlar arasında bir kategori oluştururlar. Organik kanun adı verilen bu türe örnek olarak Tunus bayrağıyla ilgili kanun, düşünce, ifade, konut dokunulmazlığı ve seyahat hürriyetlerini düzenleyen kanunlar, yüksek hâkimler kurulu, yüce divan, devlet şûrası ile ilgili kanunlar gösterilebilir. Organik kanunların görüşülmesi kısmen farklıdır. Bu tür kanunların kabulü için de meclisin en az üçte iki çoğunluğunun olumlu oyu aranır. Anayasaya göre seçim kanunu da organik kanunlardandır. Somalili olmayan bir kimseyle evli bulunmayan, ana babadan Somali vatandaşı olan ve kırk yaşından aşağı olmayan kimseler cumhurbaşkanı seçilebilirler. Ancak aday gösterme yetkisi Somali İhtilâlci Sosyalist Partisi Merkez Komitesi’ne aittir.

Ödeme Hizmeti Kullanıcısı işbu Sözleşme’de yer alan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle PTT’nin doğrudan ve dolaylı olarak uğrayacağı zararlardan da sorumludur. Ödeme Hizmeti Kullanıcısı, PTT tarafından sağlanacak bu altyapı ile Son Kullanıcılar’a ait Kart verilerini hiçbir şekilde kendi nezdinde tutmayacağını, bu verilerin güvenliği için her türlü teknik ve idari tedbirleri alacağını kabul, beyan ve taahhüt eder. Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuatta belirlenen bilgiler PTT Ödeme Hizmeti Sistemi web sitesi kullanıcı panelinden veya mobil uygulamasından Ödeme Hizmeti Kullanıcısı tarafından dolduracaklardır. Bu kapsamda Ödeme Hizmeti Kullanıcısı, yararlanılan ödeme hizmetine göre ilgili alanlara manuel olarak veri girişi yaparak Ödeme Hizmeti Kullanıcısı tarafından bilinebilecek bilgileri ayrıca belirtecektir. Ödeme Hizmeti Kullanıcısı, ek olarak işbu Sözleşme eklerinde belirtilen belgeleri PTT Ödeme Hizmeti Sistemi web sitesi’ndeki kullanıcı panelinde belirtilen şekilde yükleyecektir. PTT, Son Kullanıcılar’dan gelen ve işbu Sözleşme’nin 10. Maddesine göre Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’na aktarılacak bedellerin Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’na ait yurt dışında bulunan bir banka hesabına aktarılmasına ilişkin talepleri kabul etmek zorunda değildir. PTT tarafından bu talebin kabul edilmesi halinde tüm sorumluluk Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’na ait olup PTT’nin oluşacak zararlara ilişkin rücu hakkı bulunmaktadır. Süreçlerin oluşması durumlarında PTT’nin aynı süreçleri Ödeme Hizmeti Kullanıcısı için de uygulayacağını Ödeme Hizmeti Kullanıcısı tüm bu hususları işbu Sözleşme kapsamında peşinen gayri kabili rücu olmak üzere kabul ve taahhüt etmiştir. Taraflar arasında etkin bir iletişim sağlanması amacıyla, PTT tarafından aşağıda iletişim bilgileri verilen bir Ödeme Hizmeti Kullanıcısı Destek Sorumlusu belirlenmiş olup, Ödeme Hizmeti Kullanıcısı tarafından Ödeme Hizmeti Kullanıcısı Destek Sorumlusu’na 7/24 aşağıda belirtilen e-mail yolu ve acil durumlarda telefon vasıtasıyla ulaşabilecektir.

Ödeme Hizmeti Kullanıcısı yetkilisine PTT Ödeme Hizmeti Sistemi’ni yönetmek üzere PTT tarafından sayılar ve/veya harflerden oluşan bir şifre verilecektir. Ödeme Hizmeti Kullanıcısı şifreyi gizli tutmakla, şifreyi yetkisiz kişilere ifşa etmemekle ve şifrenin kötü amaçlar için kullanılmasını önlemekle yükümlüdür (örneğin yetkili dışında bir kişinin yanında şifrenin kullanılmaması, klavye üzerinden giriş yapılan bilgileri kaydeden Truva atlarına (Trojan) karşı koruma sağlanması vb.). Ödeme Hizmeti Kullanıcısı, PTT Ödeme Hizmeti Sistemi’nin, Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’nda çalışan personellerin hiçbir kusuru olmaksızın çalışmaması, çalışmasını durdurması halinde olan arızayı en geç iki iş günü içinde PTT’ye bildirecektir. Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’nın veya personelinin kusuru bulunmaksızın oluşan arızanın giderilmesinden PTT sorumlu olup, kusur ile sistemin bozulması, tahrip edilmesi, çalışmanın durdurulmasına sebebiyet veren herhangi bir eylemde PTT sorumlu olmayacaktır. Ödeme Hizmeti Kullanıcısı, kendisi ve çalışanlarının bu tür kusurlu eylemlerinden tek başına sorumlu olacaktır. İşbu madde Android POS özelinde olup uygulanabildiği ölçüde Sanal POS ve Soft POS için de uygulanacaktır. PTT, güvenlik ve veri gizliliği hakkında yaşanan sorunların çözümlenebilmesi için, PTT çağrı merkezine ulaşımı etkin bir şekilde sağlayacak ve bu konudaki sorunların ve aksaklıkların giderilebilmesi için azami gayret gösterecektir. PTT, Sanal POS’ları Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’nın İnternet Sitesi’ne Entegrasyon Sağlayıcı aracılığıyla entegre etmek ve Son Kullanıcılar tarafından İnternet paribahis’nden sipariş edilen ürün ve hizmetlere ilişkin ödemelerin bu Sanal POS’lar üzerinden yapılması için gerekli teknolojik altyapıyı temin etmekle yükümlüdür. PTT’nin işbu Sözleşme’yi tek taraflı olarak feshetmesi durumunda Android POS ve varsa diğer ekipmanlar Ödeme Hizmeti Kullanıcısı tarafından PTT’ye eksiksiz, tam ve çalışır durumda teslim edilmek zorunda olup, Ödeme Hizmeti Kullanıcısı bu konuda itiraz beyan edemez. Teslim edilmediği durumlarda Ödeme Hizmeti Kullanıcısı, PTT’nin belirlediği Android POS ücretleri ile birlikte, geri alma masrafı da dahil olmak üzere rayiç bedeli kadar gayrikabili rücu olarak kabul, beyan ve taahhüt eder. PTT, Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’nın PTT nezdindeki hesabının kapanması ve Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’nın bu Sözleşme’deki taahhütlerine aykırı davranması halinde önceden hiçbir ihtar veya ihbara gerek kalmaksızın Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’nın şifresini iptal edebilir, sertifika onayına son verebilir.

Yüksek savunma şûrasının teklifi üzerine savaş ve seferberlik ya da barış ilânı yetkisi de ona aittir. Bu sebeplerledir ki anayasa, rehberlik makamını ülkenin en yüksek resmî makamı olarak kabul etmiştir. Yine bu yüzden rehberlik makamının oluşmasında söz sahibi kılınacak uzman, ileri görüşlü seçkin kişilerin halk tarafından belirlenmesi, sayıları, nitelikleri, seçimleriyle ilgili hükümler Şûrâ-yı Nigehbân’ın fakih üyeleri tarafından hazırlanmış ve inkılâbın rehberinin onayıyla kesinleşmiştir. Yasama yetkisini kullanan parlamento temsilciler meclisi ile başkandan oluşur. Gambia anayasasına göre temsilciler meclisinin asıl seçilmiş üyelerinin sayısı otuz ikidir. Ancak bu sayı, Gambia’nın kanun koyucu organı olan parlamentonun kararıyla değişebilir. Ayrıca Gambia’nın sosyal yapısına uygun olarak belirlenen veya tayin edilen üyeler bulunmaktadır.

Seçimin birinci yol olduğu konusunda Şiîler’in dışındaki âlimler arasında icmâa yakın bir görüş birliği vardır. Hatta Zeydî Şiîler bile seçimi benimsemekte, fakat seçilecek başkanın Ehl-i beyt’ten olmasını şart koşmaktadırlar. Sayılan hususların göz ardı edilmesi neticesinde PTT’nin herhangi bir zararının ortaya çıkması halinde zararın tazmininin PTT tarafından talep edilmesi üzerine söz konusu zarar, herhangi bir mahkeme kararına gerek kalmaksızın Ödeme Hizmeti Kullanıcısı tarafından nakden ve defaten ödenecektir. Kolluk, kamu güvenliğine geniş ölçüde bağlı bulunan iç disiplin ve bu disiplini sağlamaya yönelik tasarrufları arasında, insan hak ve hürriyetlerine odaklanan dengenin korunmasını hedefleyen idari teşkilattır. Kolluk görevlileri tarafından gerçekleştirilen faaliyetler, toplumun güvenliğine yönelik istikrarın sürdürülmesinde “sosyal hizmet” başlığı altında ifa edilen her türlü eylemi kapsar. Bu eylemler; mesleki nitelik, eğitim ve davranışların taşıdığı önemle bağlantılı olarak, kamu barışının muhafazasına dair üstlenilen sorumluluk gereğince yerine getirilir.

Esasında maddi hakikate ve adalete ulaşılması amacıyla muhtemel yargı hatalarının düzeltilmesine hizmet eden bir olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesi hep vardı. Bu yolun son zamanlarda medyatik davalar, kanun değişiklikleri ve Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru kararları ile popüler … Başvurucu, hakkında düzenlenen 343 TL’lik idari para cezasının iptali için Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştur. Mahkeme, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun m.28/10 uyarınca miktardan dolayı kesin olmak üzere para cezasının iptaline kara vermiştir. İdare, itirazı kabil olmayan bu iptal kararına karşı Asliye Ceza … Maddesi uyarınca teşebbüs; “kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması” olarak düzenlenmiştir. Bu tanıma göre fail, gerçekleştirmek istediği neticeye yönelik iradesini ortaya koymuş ve bu netice için gerekli hareketleri de icra etmeye başlamıştır. Suçun özel bir görünümü olan teşebbüs; cezasızlık sebebi olarak değil, yalnızca indirim sebebi olarak düzenlenmiştir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 104.

  • Türkiye Cumhuriyeti’nde yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne aittir ve bu yetki devredilemez.
  • En az kırk beş yaşında ve müslüman olmalıdır.
  • 1 Ekim 1960’ta bağımsızlığını kazanan ve 1 Ekim 1963’te cumhuriyeti kabul eden Nijerya Federal Cumhuriyeti’nin halen yürürlükteki anayasası Ekim 1979’da kabul edilmiştir ve devletin federal yapısının da gereği olarak uzun bir anayasadır.

Fıkrasında Cumhuriyet savcısının, şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılması sulh ceza hakiminden isteyebilme yetkisi varken, hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafinin de aynı istemde bulunabileceği belirtilmiştir. Maddesinde düzenlenen daha sonradan mülga olan ve 6706 sayılı Kanuna eklenen 11. Maddenin Türk vatandaşları için ne koşullar getirdiği ele alınmıştır. Bu yazımızda ele alacağımız hukuki sorun; sulh ceza hakimliğinin soruşturma aşamasında, Cumhuriyet savcısı tarafından talep edilen hususlarla ilgili fiil ile bağlı olarak mı, yoksa yalnızca sevk maddesi kapsamında bir inceleme yapabileceği konusuna ilişkin olacaktır. Kasten insan öldürme ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarının her ikisi de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmında düzenlenmiş olup, hem TCK m.81’de ve hem de TCK m.87/4’de düzenlenen hükümlerin tatbiki için de failin fiilinin bir sonucu olarak mağdurun ölmüş olması gerekmektedir. Bu yazımızda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81. Cezaların infazında koşullu salıverilme yasağı öngören hallerden bir kısmı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu m.17/2’de düzenlenmiştir. Bu hükme göre; “Tutuklu veya hükümlü iken firar veya ayaklanma suçundan mahkum edilmiş bulunanlar ile disiplin cezası olarak üç defa hücre hapsi cezası almış olanlar, bu disiplin cezaları kaldırılmış olsa bile şartla salıverilmeden yararlanamazlar”. Elbette bu hükmün tatbiki için; hükümlünün, 3713 sayılı Kanun kapsamına giren bir suçtan mahkumiyeti bulunması gerekir.

Osman’dan itibaren başlayan ve Abbâsîler’in idareyi ele geçirmelerine kadar devam eden olayların, müctehidlerin yaşadıkları siyasî ortamın ve bağlı bulundukları mezheplerin de önemli ölçüde rolü bulunduğunu unutmamak gerekir. Bundan dolayı özellikle müctehidlerin içinde bulundukları siyasî şartlar değiştikçe ictihadların da değiştiği görülmektedir. Devlet başkanının Kureyş kabilesinden olması şartı ile aynı anda iki devlet başkanının olamayacağı kuralı buna örnek olarak gösterilebilir. Şîa’nın, devlet başkanlığını (imâmet) dinin rükünlerinden biri olarak kabul etmesi, ilk dönem siyasî olaylarının ardından ortaya çıkan dinî-siyasî fırkalar kelâmcıların da konu üzerinde durmalarına yol açmış ve dolayısıyla devlet başkanlığı çerçevesinde de olsa İslâm anayasa esaslarının belirlenmesinde hukukçular kadar kelâmcılar da rol oynamışlardır. Böylece yazılı bir anayasa metni olmamakla birlikte ilk asırların dinî, siyasî ve hukukî şartları çerçevesinde İslâm anayasa esasları büyük çapta belirlenerek kelâm ve fıkıh kitapları içinde yer almaya başlamıştır. Anayasada önce şehir devletini meydana getiren gruplar (federasyonlar) sayılmakta ve bunların siyasî bir bütün (ümmet) oluşturdukları belirtilmektedir (md. 1-2). Daha sonraki maddelerde gerek şehir devletinin gerekse onu meydana getiren dinî-siyasî grupların fonksiyonları ve devletin bazı temel esasları ortaya konulmaktadır. Bu durum birinci maddeden anlaşıldığı gibi, Resûlullah’ın son yargı mercii (md. 23, 42) ve ordu kumandanı (md. 36) olarak kabul edilmesinden de ortaya çıkmaktadır. Peygamber’in bu anayasadaki mevkiinin zayıf olduğu, Medine devletinin veya İslâm toplumunun başkanı olarak değil âdeta sadece muhacirlerin reisi olarak takdim edildiği ileri sürülmüştür (Watt, Islamic Political Thought, s. 20-21). Peygamber’in statüsü üzerinde ayrıntılı şekilde durulmamış olduğu bir gerçektir.

Olağan üstü şartlarda, âcil tedbir alınmasını gerektiren durumlarda emîr kanun kuvvetinde kararnâmeler çıkarabilir. Bu tür kararnâmelerin meclise sunulması gerekir. Emîr ayrıca kanunların uygulanmasını sağlayacak idarî düzenlemeleri yapar. Bütün Sünnî ekollere göre halife, iktidarını Allah’tan alan ve O’nun yeryüzündeki temsilcisi olan bir kimse değildir. O sadece müslüman toplumların temsilcisi mahiyetindeki ehlü’l-hal ve’l-akd tarafından seçilen ve fâsık durumuna düştüğü takdirde azledilebilen bir kişidir. İslâm devletinde hâkimiyetin Allah’a ait olduğu sözü ise yasama alanında beşerî iradenin ilâhî irade üzerine çıkamaması anlamındadır. Bu sebeple halife Allah’ın temsilcisi değil ümmetin temsilcisidir. Ebû Bekir bu yöndeki bir yanlış anlamayı önlemek için kendisine “halîfetullah” (Allah’ın halifesi) denilmesini kabul etmemiş, bunun yerine “halîfetü resûlillâh” (Peygamber’in halifesi) denmesini istemiştir. Ömer döneminden itibaren de halife “emîrü’l-mü’minîn” (müminlerin emîri) diye anılmaya başlamıştır. Gerçi Emevî halifeleri kendilerine halîfetullah denilmesine izin vermiş ve Abbâsîler de bunun yerine “zıllullah fi’l-arz” (Allah’ın yeryüzündeki gölgesi) tabirini tercih etmişlerse de genellikle İslâm âlimleri bu tabirleri tasvip etmemişlerdir (bk. Lambton, s. 48). Emevî ve Abbâsî halifeleri bu tabirlerle mevkilerini güçlendirmek ve itibarlarını arttırmak istemişlerse de Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi olma iddiasında bulunduklarını söylemek mümkün değildir.

Türk Ceza Yargılamasında muhakeme iş ve işlemleri, bir suçun işlendiği izlenimini veren bir halin cumhuriyet savcısı tarafından öğrenilmesi ile başlar. Bu durumda cumhuriyet savcısı, Ceza Muhakemesi Kanunu m.160 uyarınca işin esasını araştırmaya başlar. Kanun koyucu, cumhuriyet savcısına bu araştırmayı yapıp yapmama konusunda herhangi bir takdir salahiyeti tanımamış ve araştırma yapma mecburiyeti getirmiştir. Bu doğrultuda cumhuriyet savcısı, gerekli araştırma ve incelemeleri yapmalı, suçun işlendiği izlenimini veren halin iddianame düzenlenmesi için yeterli şüphe seviyesine ulaşıp ulaşmadığını takdir etmelidir. Uygulamada; noterden düzenleme şeklinde avukata vekaletname çıkarılmadan, başka yollarla temsil ettiğini söylediği kişinin avukatı olduğunu ortaya koyan veya beyan eden avukatın bu yetkisi ile vekaletname olmaksızın dosyayı inceleme ve dosyadan örnek alma yetkisinin olup olmadığı hep tartışılmıştır.

Leave a Reply